Eğitmenlerin en çok karşılaştığı soru ve kadın önyargılarından biridir. Derler ki; ‘Hocam, ben kas yapmak istemiyorum sadece şuramdaki fazlalıklardan kurtulmak istiyorum.’ İkinci soru  ‘Ne kadar zamanda kurtulabilirim,sizce?’ dir. Ve üçüncü olarak da ‘Bir ay yeterli mi, acaba?’ diye devam eder bu sorular. İşe enteresan bir bakış açısı ile yaklaşmak istiyorum.

            Aslında spor yapması ve kas oranını arttırması en azından koruması gereken iki grup vardır. Birincisi ileri yaştaki (40yaş üzeri)erkekler,  ikincisi ise her yaştaki kadınlar. Bunun dışında kalan grup yani  genç erkekler. Bu grubun (genç erkeklerin )kas geliştirmeye  çok da ihtiyaçları yok.. çünkü hormon seviyeleri çok yüksek ama durum bunun tam aksi. Genç erkeklerin dışında spor yapması gereken iki grup evde oturmakta…J

            Kadınların daha çabuk kilo alma nedenlerinin en başında hormon düzeyleri gelmekte. Kasların gelişmesi ve korunmasına yardımcı olan en önemli hormon kuşkusuz erkeklerde kadınlara oranla 20 kat daha fazla olan testosteron hormonu. Erkelik hormonu olarak da bilinen bu hormon erkelerde testislerde üretilir, kadınlarda ise yumurtalık ve adrenalin bezlerinde. Yetişkin bir erkeğin 1 desilitre kanında 300–1000 nanogram. Kadınlarda ise 40–60 nanogram bulunuyor. Bu ırklara göre de değişim gösterebilmekte siyah erkelerde beyaz erkeklere oranla %3–19 kadar fazla olduğu söylenmekte. Siyahların neden atletizm vb.(spor) de bu kadar başarılı olduğunun cevabı bu olsa gerek..

         Aslında erkekteki bu testosteron fazlalığı kassal gücün yanında bir takım dezavantajları da getiriyor. Bunlar kellik, kalp krizi, saldırganlık ve şiddete müsait olma. Kadında ise östrojen kalp krizinden koruyor, ancak daha yumuşak bir görüntü almasına neden olan hormonda yine bu. Menopozdan sonra östrojen seviyesi azaldığından kalp krizi riski kadınlar için de söz konusu. Bu arada östrojen alkol alımıyla da tetiklenen bir hormon erkeklerde fazla alkol alımında östrojen tetiklenip bu nedenle yağlanma artabilmekte.

            Kadınların kilo alımlarının ağırlık merkezlerinin aşağıda olmasından dolayı önce baldır ve kalçadan daha sonra kalça ve belden olduğuna bir önceki "bölgesel zayıflama isimli" yazımızda değinmiştik. Hatta daha ilerleyen seviyede göğüste ve gıdıkta yağlanma başlıyor.

            Anlayacağınız, kadında yağlanma aşağıdan yukarıya doğru oluyor. Yağ kaybetme sürecine girildiğinde ise olay ilginç çünkü son gelen yağ ilk giden yağ oluyor. Bunun egzersiz ve diyetle bir ilgisi yok (son gelen yağın ilk giden yağ olmasının). Bel ve kalçalardaki yağlanmanın kaybolmasını beklemeden bayanlar egzersizi bırakıyor. Sürecin uzun olma nedeni de kadınların kassal olarak yetersiz olması. Vücutta enerjinin harcanabildiği tek yer kas hücresinin içindeki mitokondri. Kas oranınız ne kadar fazla ise egzersizde ve durağan halde yakacağınız kalori miktarı o kadar artmakta. Örneğin 500 gr kas kazanmak metabolik (durağan kalori harcama hızı) hızınızın % 2 - % 3 artması demek ki egzersizde bu oran çok daha yükseklere çıkıyor.

            Yapılan önemli hatalardan biride grup egzersizleri step, aerobik ya da cardio(koşu bandı, bisiklet, eliptik, stepper)vb. egzersizlerin kilo kaybetmekte tek çözüm olduğunun sanılması. Bununla birlikte direnç egzersizi yapmadan ve doğru bir beslenme programı uygulamadan kaslarınızın gelişmesi mümkün değil. Vücudunuzdaki kas oranı artmadan da hedeflediğiniz kaloriyi yakmanız mümkün değil. Bu önemli detaylar unutulmamalı.

            Son zamanların çok moda egzersiz yöntemi Pilates ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum mucize gibi gösterilen bu yöntem asla bir kilo kaybetme yöntemi değildir. Core (genital alan ve karın bölgesi ) bölgesindeki adale grubunu uyarmaya ve güçlendirmeye yönelik bir egzersizdir. Popüler olmasının ardında yatan önemli sebeplerden biri Madonna gibi bir yıldızın ağzından ‘Pilates yapıyorum.’ sözlerinin çıkmasıdır. Unutulmamalıdır ki Madonna özel aşçısı ile gezmekte onu gittiği her yere götürmekte ve ciddi anlamda direnç ve cardio egzersizi yapmaktadır.

            Direncinizi direnç antrenmanlarında kullandığınız, daha fazla hareket ettiğiniz günlerin en kısa zamanda gelmesi ümidiyle esen kalın.


        Mutlu AKIN
       Spor Uzmanı
 Uluslararası Fitness Eğitmeni

NOT:Bu yazı 14 kasım 2008 yılında Mutlu AKIN tarafından yazılmıştır.